Samstag, 10. Dezember 2011

Izmir Emniyet Müdürlügüne acik mektup...


Darp edilen kisi kim olursa olsun yada bu olaylar hangi karakolda yasaniyorsa yasansin, polislerimizin bu yaptiklarina sessiz kalmamamiz gerektigine inaniyorum. Aksi takdirde bu olay da maalesef zamanla sindirilip unutulacak (bkz. N.Ç.). Polis siddetini zaman zaman sokakta görebiliyoruz. Kapali kapilar ve kameralar ardinda bu olaylarin cok daha vahsi ve acimasizca gerceklesebilecegini unutmamak lazim. Izmir emniyet müdürlügüne gönderdigim e-mail'i burada da paylasmak istedim..

Degerli devlet memurlari,

benim de bircok kisi gibi son günlerde Fevziye Cengiz'in darp görüntülerinin haber sayfalarina tasinmasiyla haberim oldu bu olaydan.
Isin üzücü ve ayni zamanda korkutucu yani, bu olaydan sadece bir video kamerasi sayesinde haberimizin olmasi. Izmir gibi "medeni" bir ilin karakolunda bunlar yasaniyorsa, insanlari korumak ve düzen saglamakla yükümlü polislerimizin kapali kapilar ve kameralar arkasinda ne tür iskence ve siddete basvurdugunu düsünmek istemiyorum bile!

Yapilanlar insanlik disidir!

Hala rütbe ve üniformayla gezen, insanliktan ve sevkatten nasibini alamamis o canilerin "hakaret ve yaralama" gerekcesiyle sikayetci olmasi yüzsüzlüktür!
Kadina siddetin ülkemizde alarm verdigi, AMNESTY insan haklari dernegine göre kadina siddetin son 10 yilda 7 kat arttigi bu dönemde polislerimizin dahi bunlari yapmasi son derece korkunctur!

Emniyet müdürlügünüzün bu konuda hala susmasi ve izlenen görüntülere ragmen meseleyi mesrulastirmaya calismasi utanc verici!

Unutmayin ki, can güvenligi tehlikede oldugunda, insanlar polislere siginiyorlar.
Not:
Bu mektubu e-mail yoluyla yaziyorum ama sanal bir kimlik arkasinda saklanmak istemiyorum. Adim [Sansür], TC vatandasiyim (Kimlik no: [Sansür]), [Sansür] sehrinde yasiyorum. Iletisim icin bana bu mail adresinden de ulasabilirsiniz.


Sagilarimla,

Ahmet

Keine Kommentare:

Kommentar veröffentlichen